24 Ocak 2006

parça 3 - İLK ROL

İlk rolü yok denecek kadar azdı. Sahnenin ortasına kadar geliyor, ona bir şey soruyorlar ve o da üstü hüzünle örtülü bir bakış fırlatıyordu. Endişeyle, kendi kendisine mırıldandı;
- Üstü hüzünle örtülü bir bakış.
- Nasıl atılır ki bu?
Habib soruyu duymuş ve hemen yanına seğirtmişti. Gülümseyerek,
- Çalışmak mı lazım? Diye sordu. Ardından,
- Hiç gerek yok. Bak, onun gözlerine, epeydir var, her şeye ve herkese karşı. Diye ekledi.
- Gerçekten de öyleydi. Bana göre hep öyleydi, onu Habib kadar eski tanımadığım için. Geldiğimde öyle buldum onu. O yüzdendir, hikâyesini hala bilmem. Sonraları, yıllar geçip bir bir yaşadıktan sonraları, o hüznün ve üstünü örttüklerinin ne olduğunu tek tek anlıyorsun ve buna da yaşanmışlık diyorlar.

Hiç yorum yok: