12 Ekim 2006

günlük karalamalar; GEÇMİŞ YILLAR MUHASEBESİ

Yaz bitti.
Hava kapadı.
Yazma terapisine bayağı ara verdim.
Halet-i ruhiyem karamsarlaştığına göre yazasım gelmiş demek ki.

Bu sayfayı okuyanlar ve beni tanıyanlar "içimizi karartıyorsun" diyorlar. Hatta genel karakterimle bağdaştıramayanlar bile var. Ya da sürekli benimle bağdaştırmaya çalıştıkları için "aman Allah'ım yoksa bunlar gerçek mi" şaşırmacası yaşıyorlar.
Buraya yazarken insanların genelde yaptığının tam tersini yapıyorum; yakınımdakilerle ve günlük olarak görüştüğüm kişilerle paylaşılması daha kolay olan şeyleri buraya yazıyorum. Alakasız insanların tesadüfen arama yaparken bulacakları bu sayfaya, içimde ne varsa ya da senelerdir hep aklımda yüzen ama elime kalemi alıp da yazmadığım, anlamsız ( öte yandan herşeyin bilinç altı kaynaklı olduğunu varsayarsak aslında çok anlamlı olan) diyalogları, hikayeleri kaydediyorum. Nerden gelirler, neden gelirler, nasıl çıkarlar hiç bilmem. Çoğunun benimle alakası bile yok ya da var ben bilmiyorum.

Böyle uzun soluklu aralar verince hep bir geriye dönüş, olayları gözden geçirme ve sonuçlarına bakma isteği doğuyor bende, nerede kaldığımı hatırlamak adına.
Hiç tahmin etmediğim kadar zor oldu şu iki sene. Ömrümden yedi mi böyle bir laf gerçek mi bilmiyorum ama yıprandığımı, sonucunda fikirlerimin bazılarının tam tamına zıttı olacak şekilde değiştiğini söyleyebilirim. Daha da devam ediyor, öyle bir dağıttım ki içimdekileri, bu sefer imkanı yok tek tek toplayıp, eski kullanmadıklarımı atıp, kullandıklarımı ise öncelik sırasına göre katlayıp koymadan ve eksiklerimi tamamlamadan kapatamam.

Memnun muyum bundan? Olmasam ne olacak ki, mantıksız oldu bu soru, geçelim. Daha çok şöyleyim diyebiliriz; lunaparkta sekoline binmişim de indiğimde çok hızdan ya da dönmekten bir tuhaf olmuşum, sersemlemişim, hem yürüyüp devam etmek istiyorum hem de ya çok hızlı oldu bu bir oturup şu halimin geçmesini bekleyeyim, dinleneyim diyorum.

Öte yandan günlük hayat akışım iş değiştirdiğim için yaklaşık son bir yıldır aksine yavaşlamış durumda. Daha telaşsız, stressiz bir hayat akışım oldu ki bu bakımdan iyi oldu, kendime geldim, sakinleştim.

Gerçekten yaşlandım sanırım çünkü özellikle birkaç gündür hayatın sonlu olduğunun ve bu sona gittikçe yaklaştığımın daha doğrusu tam anlamıyla dünyanın fani olduğunun daha çok farkına vardım niyeyse. Çok erken bir farkındalık değil mi bu?

Bir de hep 5 yıllık planlar halinde yaşardım ben, planlıydı ana hatlarıyla yaşayacağım 5 yıl, bıraktım. Yapmıyorum artık.