19 Nisan 2006

parça 13: BİR TECAVÜZÜN ARDINDAN


" Seni lanetliyorum!
Dilerim yüce Allah'tan, bana biraz değer veriyorsa eğer, kalbini pisliklerle doldursun. Körel. Kalbindeki en son güzel şey, kalbine son uğrayan güzellik ben olayım. Seneler sonra biz seninle bir daha karşılaşalım ve göreyim seni. Bu arada yüce rabbim beni uzaklaştıramasın senden. Hep kurtulmak istedikçe ben karşına çıkayım. Her harama uçkur çözdüğünde, her kadın saçında, her gülüşte ben gelivereyim aklına apansız ve sen bu hayaletle yaşamak zorunda kal. Kalbin sana bir pislik olduğunu haykırsın.
En büyük dileğim Tanrı'mdan, anan, baban ve değer yargılarını kimler verdiyse sana, bu pisliklerini öğrensin ve yüzüne tükürsün senin.
Seninle ilgili en son büyük duam ve lanetim ise hayatında sevenlerinin azalması ve yalnız kalmandır. O ayazı tanıman ve bu buz gibi hissin kalbini o pisliklerle beraber doldurmasıdır.
Seninle hesabımız bitmedi. Ruhum, ruhunu rahat bırakmayacak. Tekrar karşılaşacağız ve sen o arada benim lanetimle olgunlaşacak, bana geldiğin noktada her şeyi anlamış, her şeyden vazgeçmeye hazır olacaksın. Tek dileğin cezanı çekip tekrar insan / âşık / mutlu olabilmek olacak. O anda benim sana benimle beraber kirlettiğin ve kadınlığını öldürdüklerin adına yapabileceğim tek şey, seni cezasız öylece ölü bırakmak, bir daha hiç yaşatmamak için affederek aşağılamak olacaktır."

Lanetin ardından her şey beklendiği gibi oldu. Naime, yıllar sonra mezarına hayatıyla ilgili hiçbir yük taşımamak için karşısında duran Lanet'e son kez baktı, tüm hafifliğiyle gülümsedi ve affetti.

(fotoğrafla ilgili kelimeler: Mazeppa/Bartabas)

18 Nisan 2006

EMİRGAN KORUSUNDAKİ BEYAZ LALE



- " Neyi anlamıyorum biliyor musun; sürüden ayrılmak için yaratılmışsın ama yine de uyum sağlamaya çalışıyorsun."

( fotoğraf: Zait Ak )

17 Nisan 2006

parça 12: DERS 2 / İNSANLARIN SATIR ARALARI

- İyi bir oyuncu olmak için, insanların satır aralarını okumayı öğrenmelisiniz çocuklar. En hesapsız cümleler onlardır. Aynı zamanda sahibi hakkında en çok gizi de ele veren.
Bu size günlük hayatınızda kurduğunuz insan ilişkilerinde de çok şey kazandırır. Okuduklarınızı karşınızdakine söylediğinizde kimi zaman "sobe" lemiş olur ve apansız maskesini düşürüverirsiniz ya da en ihtiyacı olduğu anda ona ait bu cümleleri söyleyerek, "seni görüyorum, farkındayım ve sana değer veriyorum" u başka hiç bir şey yapmaya gerek kalmadan deyiverir, belki de onun için en kıymetli insan olursunuz. Ben mesela en basitinden, değer verdiğim insanlara alacağım hediyeleri hep bu satır aralarından çeker alırım. Bunun yanında bu kısmı iyi dinleyin baylar, hadi sizin cümlelerinizle söyleyeyim, bir erkeğin istediği hatunu tavlamasının en sağlam yollarından da biridir bu, çünkü hatunlar malumunuz kendilerini bilen ve tanıyan erkeklere yani diğer bir deyişle "kadın ruhundan anlayan" larına bayılırlar.

Bu haftaki ödeviniz bu. Buradan çıktığınızda kendinize bir denek seçin ve onun satır aralarını yakalamaya çalışın. Sonra da bir şekilde, ona bu, kendisinin bile belki farkında olmadığı cümleleri söyleyiverin. Bakalım neler olacak? Herkese iyi çalışmalar !

-Abi tapıyorum bu kadına, nasıl bir yaratık bu ya, hem güzel, hem akıllı, hem konuşmasını hem espri yapmasını biliyor. Her ders de bir veciz patlatılır mı ya. "insanların satır aralarını okuyun"! Ben seni okuyayım deyiverecektim az kalsın da zor tuttum. bu kadının kocasını ya da sevgilisini çok merak ediyorum abi.
- Oğlum süper fikir. Madem dikkatini çekmek istiyorsun hatunun, onu seç denek olarak ve şaşırt onu. Zeki kadını ancak böyle tavlarsın oğlum. Dedi ya işte satırlarını bilmem nesini işte oku, sınıfta söyleyiver ona ve "sobe"le.
- İyi de nasıl yapacağım ki ben bunu?
- Ne demek nasıl yapacağım, yuh be bunu da ben mi söyleyeyim sana! Senin gibi bir ekspere! Ne bileyim işte, izle tüm hafta çaktırmadan, satır arası dediği sadece cümle değil herhalde zekanı konuştur oğlum, hareketlerini izle, insanlarla nasıl konuştuğunu falan. Git geyiğine dersle ilgili bir şeyler sor, sana verdiği cevapları tut aklında. Bu sorulara çaktırmadan onun günlük hayat detaylarıyla ilgili soruları da sıkıştır ya da konuyu oraya getir, vesaire.
- Hakikaten lan, afferim be. Aslanım benim.

14 Nisan 2006

!!!!! sret koç , nügub misret koç

dize:CEVAPSIZ

Çok bekledim dün,
Çok şey bekledim
Sanırım problem de bu...

13 Nisan 2006

işte hayat böyle birşey

ayneeeen böyleee..
kimilerine göre alın yazısı ya da kader dedikleri
üzerinden geçmedikçe görünmeyen ve yaşanmak için üzerinden geçilmeyi bekleyen
beyaza beyazla yazılmış hikayeler...

12 Nisan 2006

07 Nisan 2006

parça 11 : İLK DERS

- Mesleklerden en çok zekâ ve bunu kullanma kapasitesi olan aklı gerektireni oyunculuktur çocuklar. Diğer mesleklerde de insan tanımayı gerektiren durumlar oluyor ama hiç birinde kendinden vazgeçmek zorunda kalmıyorsun. Bu sadece yetenekle olamaz. Nasıl bir yetidir ki bu kendini tamamıyla unutup başka bir aksanda, hiç olmadığın bir karakterde, kendini tamamıyla yadsıyarak ve hiçe sayarak yüzünün tüm çizgilerine kadar o rolü ve hisleri yansıtabilmek. Kendini yok varsaymanın en uç halidir oyunculuk. Bu nedenle yeteneğin yanında diğerlerinden sıyrılabilmek ya da hadi bunu hırs ve yarış haline getirmeden söyleyelim, mesleğini en iyi şekilde yapabilmek için aklı da beraberinde gerektirir. Dikkat edin, usta olmuş ve her rolü hakkıyla oynayabilen oyuncular asla sıradan bir zekâya sahip değillerdir. Hatta gazeteciler röportaj yaparken en çok bu tiplerden korkarlar çünkü baş edilmesi en zor olanlar bunlardır. Bir tehdit gördü mü ondan sıyrılması onun için çocuk oyuncağıdır. Akıllı derken iyi insanlardır demiyorum yalnız buna çok dikkat edin. Çünkü bunların kötü niyetli olanlarının hangi role bürünüp seni ne hale düşüreceğini bilemezsin. Neyse, konumuza geri dönersek, size bu mesleğe adım atarken derslerimde yeteneğinizi bir kenara bırakıp, insan tahlili yetinizi ve zekânızı kullanma kapasitenizi geliştirici egzersizleri, bol bol yapacağımızı belirtmek isterim. Hatta ilk ödeviniz en zor olanı. Bunu, sene sonunda bir kere daha yapacaksınız ve aradaki farkı sizinle dönem sonunda büyük bir keyifle tartışacağız. Evet, ilk ödevinizi veriyorum; akıl hastanesine gidip kendinize, zararsız olanlarından yalnız, bu çok önemli, bir hasta belirliyorsunuz ve onu gözlemleyip geliyorsunuz. Size içeri girmenin ve hastane yönetimini buna ikna etmenin yöntemini falan da vermeyeceğim. Her şey sizin kabiliyetinize kalmış. İyi şanslar!

Ders bu konuşmayla başlamış ve bitmiş, Naime de tıpkı diğerleri gibi bu sıra dışı hocadan çok etkilenmişti. Kapıdan çıkarken iki kızın kendi aralarında konuşurlarken "Duydun mu kötü niyetli olanlarından bahsetti. Demek ki başına bir şey gelmiş ki böyle konuşuyor." dediğini duydu. Kız şimdiden karakter tahliline başlamış, hocanın ders anlatırken kurduğu cümleden yaşadığı deneyimi hissetmişti. Umutsuzluğa kapılarak, "Ben sanırım en sonuncu olacağım bu derste." diye iç geçirdi.