06 Ocak 2006

parça 2 - MUCİZE

- Yaaaa vallahi bu sefer ki farklı Amca yaaa. Neden inanmıyorsun, gerçekten âşık oldum. O kadar tatlı ki.
- İyi de yavrum gülüm, tabi bir öncekinden farklı olur bundan doğal ne var, adı üstünde en sonuncusu bu, bir öncekilerle aynı olamaz ki.
- Aman ya, neden böyle söyleyip hevesimi kaçırıyorsun ki, bir daha da sana gelip anlatırsam.
- Ne var be yavrum ya, sonra günler geçtikçe seni üzüyorlar, benim de onları üzesim, böyle Yadigar'ı kaşıdığım gibi kaşıyasım geliyor fena halde. Benim tek derdim tasam bu. (Derin bir nefes alıp kaşağıyı diğer eline alarak) Peki, söyle bakalım nesi farklı senin için?
- Bana hiç kimsenin daha önce bakmadığı gibi bakıyor.
- Nasılmış bakalım o bakış?
- Sanki gözlerine inanamıyormuş gibi, sanki dünyanın yedi harikasından biriymişim, ya da gerçekleşeceğine inanmadığı ama karşısında öylece duran bir mucizeymişim gibi.
- Bak seeeen. Bunları o mu söyledi sana?
- Hayır işte, güzel yanı da o ya zaten, böyle hissettiriyor bana.
- Bak bu gerçekten güzelmiş işte. Ya bundan bir önceki sana nasıl bakıyordu?
- Islak köpek bakışı derdim ben ona, isteyip de bir türlü alamadığı bir oyuncağa bakar gibi ağlamaklı bakardı bana. İçten içe sinir olurdum ama kırılmasın diye de söyleyemezdim.
- Peki, sen ona nasıl bakıyormuşsun hiç söyledi mi?
- Tarif etmedi ama daha önce kimse ona öyle bakmamış. Çok güzel bakıyormuşum.
- Yadigâr huysuzlandı biraz, ben yapayım mı belki sakinleşir.
- Yok, havalar ısındı ya mevsimi geldi, çiftleşmek istiyor zilli, huysuzluğu ondan. Bakma sen.

Hiç yorum yok: