28 Aralık 2005

öykü - RÜYA...

Ah benim delifişek kızım!

Yine sığamadın kabına değil mi? Yine dar geldi sana duvarlar, sınırlar. Bu bağlanmayı sen kendin istediğini belirttiğinde çok şaşırmıştım. Bana usul usul ama gözlerindeki ışığı kaybetmiş, özetle "artık bu düzenin bir parçası olmak istiyorum" dediğindeki o yenik, sıradanlaşmaya çalışan ama gözleri çağıl çağıl yardım isteyen halin hala gözümün önünde. O an aklıma seni ilk gördüğüm, altı yaşındaki bana çakmak çakmak, muzurluğun en tatlı haliyle bakan ama konuşup ayak üstü atım hakkında sohbet ettiğinde büyük bir adam ruhu taşıyan şaşırtıcı halin gelmişti. "Ah be kızım, ah be yavrum, bu karar böyle alınmaz ki! Şu söylediklerini aklın değil yüreğin de söylemeli. Madem gözünü kör edeceksin bu körlüğün onun ışığından kamaşarak olması lazım karanlıkta kalarak körelterek değil ki !" demek istemiştim sana. Keşke diyeymişim. Keşke herkes seni buna iterken ben elinden tutup çekip kenara Bak bir, bak gözüme bak, kendine sordun mu kendine? Bir tek kendine sormamışsın, kendin onaylamamışsın bunu. Çevrendekiler onaylamış, herkes çok seviyormuş sana ne, onlar mı koynuna alacak. Etme be kız, yapma be kız" deseymişim. Dinlemezsen dizime yatırıp dövmeliymişim seni. Zaten bu karara inançsızlığın bana bunu ayak üstü söylemenden, benim onayımı almak ama yorumumu duymak istemeyişinden belliydi.
Çevrendekiler....Onların hepsine de ayrı kızıyorum ya neyse. Nasıl anlamazlar seni bunca sene ben bilmiyorum ki. Senin normal olamayacağın, düzene uyamayacağın çünkü senin sıradan olmadığın daha o kısacık saçları derede oynamaktan sırıl sıklam olmuş afacan halinden belliydi. Sonra el birliği etmişçesine kendi doğrularını sana öğrettiler bir bir. Öğrettiler öğrettiler de bunları yorumlarken eğer düzen dışı bir karar alacak olursan herkese karşı siper duracak kadar kendine güveni vermediler ya, işte ben buna kızıyorum. Daha ergenlik döneminde annen sen çocukluğunun verdiği cahillikle bir takım şeyleri kör topal yaşarken bunları öğrenip seni cezalandırabileceği en kötü şekilde yaraladı, onaysızlığı ve sevgiden mahrum etmesi ile. Ona da hem kızıyorum hem kızamıyorum ya neyse. Sanki gençliğinde kendi annesinden kaçıp bana geldiğinde onunla hiç konuşmamışım onu hiç uyarmamışım gibi. Şimdi önemli bir karar alacağın zaman herkesin onayını almak istemen neden zannediyorsun ki!
İlk o zaman anlamıştın dünyada yapayalnız kalmanın ne olduğunu. Daha araba kullanmaya yaşın bile tutmuyordu. Bu birdenbire büyütüvermişti seni apansız. Bir süre kendini suçlamış, kahrolmuş, buhranlar yaşamış, sadece annenle değil o itle de uğraşmak zorunda kalmış, ama asla asaletini yitirmeden o yüksek ruhunla bana şu yazıyı yazmıştın; "kimseden nefret etmiyorum, kimse isteyerek kötü olmuyor. Herkesin bir nedeni var kötü olmak için. İnsanlar su tanelerine benzer, toprağa da karışsa, çamura da bulaşsa özü sudur ve ne olursa olsun bir gün özünün berraklığına geri döner." Ağlatmıştın beni be kız, hem de zırıl zırıl. "ah !" demiştim, harcıyorlar kızı göz göre göre. Elalem ne der uğruna. Ama gariptir sen kendi yaralarının hepsini tek tek sarıp iyileştirmiştin zamanla ama maalesef hiç kaybolmadılar. Maharet onlarla beraber yaşamayı bilmekti, öğretilmeden, kanaya kanaya. Buldun ya onu da, bu da sana ikinci kez hayran oluşumdu benim.

Ah benim afacanım, kabına sığmayanım. Anlayan nasıl da anlıyor ilk bakışta senin ne olduğunu. İlk başta sana sahip olabilmenin sarhoşluğu ile neler neler diyorlar, neler yapıyorlar. Sen de hiç kaybetmediğin o çocuk yüreğinle hemen kanıveriyorsun be kızım. Erkekler böyledir maalesef, kendimden biliyorum. Sonra sana sahip olmaya alışıyorlar çabucacık. Sen de onlara kendilerini alâmetifarikalarmış gibi hissettirerek el veriyorsun, yardım ediyorsun onlara, ama anlamazlar ki aslında öyle değiller, senin ışığını yansıtan ay parçaları onların hepsi. Bana her âşık oluşunda gelişin hep aynı değil miydi, "bu sefer çok mutluyum, vallahi" ben de her seferinde adayı merak eder, görünce de anlardım neyin ne olduğunu. Üzgünüm benim adı gibi güneş kızım ama kendi güneşini bulamadın henüz. Senin ışığınla kör olmayacak, sen solduğunda ışığını seninle paylaşacak kişi değil o akşamları sardığın. Kötü de değil ama ay parçası işte ötesi yok.

Şimdi ne yaparsın, ne karar verirsin bilmiyorum ama Allah aşkına bir kere de içindeki o altı yaşının ruhunu dinle be çocuk. Biliyorum bana gelmeye cesaretin yok bu sefer çünkü sana o ayak üstü muhabbetinden kırgın olduğumu zannediyorsun. O yüzden yazdım bu mektubu sana. Belki öbür dünyadan bile olsa sana yetebileceğimi göstermek için. Senin beni bulmana hiçbir şey engel olamaz biliyorsun sonuçta madde hepi sonu. Gerçek arkadaşlar hiç darılmazlar be çocuk, ben de sana hiç darılmadım bir kere bile. Üzülmüştüm sadece. Hala kendinin farkına varamadın diye üzülmüştüm. İnan körkütük âşık olup, bana gelip "âşık olduğum için" diye gösterseydin sebebini hiç kızmazdım çünkü bu karar öyle verilir. Sen bakma o mantık kumkumalarına, korkak onların hepsi. Öyle "bir sonraki aşama bu, artık herkes sıkıştırıyor" falan safsataları değil. Neyse meleğim, birazdan uyanacaksın o yüzden bitirmem lazım. Bu okuduklarının hiçbir kelimesini unutmayacağına eminim çünkü sen yine o çok bilmiş çevrendekilerin sandığının aksine hiçbir detayı unutmazsın. O unutkanlıklar dalgınlıklar kafanda taa senelerdir halletmeyip bilinçaltına attığın dağınıklıklar yüzünden. Bir boşaltsan ve tek tek yerleştirsen, kullanmadığını da atsan onların, ne unutkanlık kalacak sende ne dağınıklık bunu sen de biliyorsun.

Sana tek diyeceğim biraz cesaret benim aklı kendinden fazla kızım, biraz cesaret. Kalbini dinle. O, sana hiçbir zaman ihanet etmedi biliyorsun. Cılız da çıksa artık sesi, senelerdir onu duymadığındandır. Sessiz bir yere git ve onun ne dediğini anla.
Tamam mı? anlaştık mı?

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Ӏt's a pity you don't hаve а dоnate button!
I'd definitely donate to this excellent blog! I guess for now i'll settlе foг boοκ-marκing аnd aԁding уοur RSS feed
to my Goоgle accоunt. І lοοk forward tо fгeѕh updates and ωіll tаlκ about
thiѕ websitе with mу Faсeboοκ gгοup.
Talκ sοon!

my websitе; SEOPressor V5
Feel free to surf my weblog ; SEOPressor

Adsız dedi ki...

I am reallу loving the themе/design of your blog.
Do you evег run іnto any brοwѕer comрatіbility pгoblems?
A few of mу blоg readeгѕ hаѵe comрlained
about my blog not ωοrking cоrreсtly in Explorer but lοoks grеat in Chгome.
Do you have any ideas to helр fіx
thiѕ problеm?

mу site; wedding dresses

Adsız dedi ki...

Hmm it appears like уour site ate mу fіrѕt commеnt (it wаs supеr long) ѕo I guesѕ I'll just sum it up what I had written and say, I'm thοroughly еnjoyіng youг
blog. I toо аm an aspiгing blog blogger but I'm still new to everything. Do you have any helpful hints for beginner blog writers? I'd genuіnely appreсіаtе it.


Feel free tο surf to my blog; seopressor version5

Adsız dedi ki...

If you wish for to increase your experience only
keep visiting this web site and be updated with the latest news posted here.



Also visit my web page; canli tv izleme programi