28 Aralık 2005

kitap - 100 FIRÇA DARBESİ


Kitap bir zeka ürünü. Buna kimse karşı çıkamaz. Yazar burada kültürünü ( Yunan Mitolojisi), biriktirdiklerini ortaya koymuş. Tıpkı kitap kahramanı gibi insanları anlattıkları yoluyla irkilterek şaşırtmayı seviyor. Bu nedenledir ki gelenekselin dışına çıkamamışlar yükledikleri başka anlamlarla hikayeyi okumaya başlayıp devam edemeyecek, rahatsız olacaklardır. Her ilk kitabını yazan kadın yazar gibi sonunda gerçek hayatta nasıl sevilmek istiyorsa onu öyle seven bir erkek kahraman yaratıp kahramanın onu bulmasıyla hikaye mutlu sona eriyor.
Ama ne yazık ki bu küçüğe asla böyle bir şey olmadığını erkeklerin bir kadını tanımak, onu gerçekten tek amacı olarak belirlemek gibi bir gayeleri olmadığını söylemek lazım. Erkek her zaman onu çok sevecek bir kadın arar. Hikayenin kahramanı Melissa'nın istediği gibi birini tanıma amaçlı yaklaşmak ve sevmek yalnızca kadına özgüdür. Sanılanın aksine esas avcı kadındır ve her zaman avını sonuna kadar tanımak ister. Bu nedenledir ki gerçekten aşık olunca kadınlar kıskanç ve bencilce sadece sevilmek isteyen bir kediye, erkek ise saf, gözlerinden uysallık akan sadık bir köpeğe benzeyiverirler.

Hiç yorum yok: