( parça 15'in devamı)

Ülker Teyze ise yapmak istediğimi görerek aynı şekilde karşılık verdi ve ezberimi bozan bir şekilde, "Önce sen anlat. Sen neler yapıyorsun? Nerede okudun? " Durdu, eğilip gözlerime baktı; "O kadar genceciksin ki.!" dedi. "Çalışıyor musun? "
Sorunun şaşkınlığından ben de onun gözlerine baktım, gözlerinin en içine. Babamın anlattıklarının hepsi gerçekten de orada duruyordu. Bunların üzerine bakışlarına, hayattan istediğini alamayan ama tevekkülle bunu atlatmaya çalışan insanların taşıdığı bilgelik eklenmişti. Öyle acı çekerek edinirler ki bunu, siz onların karşısına bir problemle geldiğinizde neredeyse konuşmanıza gerek kalmaz. Gözlerinize bakarak acınızın ölçüsünü alıverirler, kırk yıllık terziler gibi.
İşte bu yüzden "Sen anlat." Demişti Ülker teyze. Gözlerimi ve beni anlayıvermişti. Uyku gibi acı akıyordu gözlerimden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder