01 Ağustos 2006

geçmişe dair özlemler

Herkes zamanın geçmesinden pek bir şikayetçi. Yok "tüh yaz bitiyor" lar yok "aman ömür geçiyor" lar. Hayatımda bu kadar anlamsız yakınma görmedim. Senin hayatının amacı bu zaten. Doğacaksın, ömrünü tamamlamak için bir süre geçireceksin ve öleceksin. İstediğin kadar hayıflan, ağıtlar yak, sonuç aynı.
Hayatımla ilgili herkesin olduğu gibi benim de bir dolu pişmanlıklarım keşkelerim var ama iyi hadi sana bir fırsat verdik, dön tekrar düzelt deseler "aman bırak öyle kalsın. Hiç uğraşamam." derim.
Bir de şu aralar en sık duyduğum laf, "Keşke öğrenci olsam yine." Ben bunu hayal edince "Aman tanrım, hayır, hayır!!" nidaları atıyorum. Belki benim öğrenciliğim öyle olduğu için, belki benim beynim geçmişle ilgili hep öğrenciliği eza ile eşleştirdiği için. Şu anda tam istediğim noktadayım.
Akşam oldu mu iş bitiyor benim için. Eve ödev getirmek yok. Tüm gece senin. Eskiden daha çok çalışır, sabahlamak zorunda kalırdım bir de üstüne para verirdim. Şimdi ise gayet sistemli belirli saatlerde çalışıyorsun bir de üstüne para veriyorlar. Bu para sana yetsin yetmesin, emeğinin karşılı bir nebze de olsun somutlaşıyor mu sen ona bak. Kalender olmak lazım biraz.
Bunlar üniversite hayatımda böyleydi.
E hadi liseye geri gidelim, bizim evde bir kural vardı; akşam ezanı okunmadan evde olacaksın. Gece gezmeye çıkamazsın. Yürüyüş bile yapamazsın. Yapcaksan ya anneni ya babanı razı edeceksin onlar da yorgunluklarını bir kenara atıp seninle bir de senin istediğin yere gidecekler ki senin keyfin olsun. Erkek arkadaş zinhar yasak zaten. O neymiş! Şimdi ise, çıkıyorum işimden, spora mı gitmek istiyorum, gidiyorum, gecenin bir körü çıkıyorum. Akşam sıkıldım mı, yürüyüşe çıkıyorum. Balkonumla uğraşıyorum, istediğim saatte sinemaya gidiyorum. İster kitap okurum, ister sabah üstümden çıkardıklarımı tüm gün toplamam kime ne..

Böyle geçmişi özleyenleri de kıskanmıyor değilim aslında ne güzel özleyebildikleri bir eski zamanları olmuş diye. Sonra da "Benimki de iyi be'" diyorum. Demek ki bir sonraki adımım hiç bir öncekinden kötü olmamış ki geçmişe dair özlemlerim yok.

4 yorum:

ibeking dedi ki...

ben ortaokulu da liseyi de özlüyorum...hele hele üniversite dönemini çok özlüyorum..çocukluğumu, geçmişimi özlüyorum..ama bana da dön deseler dönmem..şimdiyi de çok seviyorum çünkü..senin öğrenciliğin zor geçti şekerim ondan böyle hissetmen..bizim gibi okumadın ki lay lay lom..ondandır yani..

Shemsa dedi ki...

valla haklısın İbeking'ciğim öğrenciliğim zor geçti hakikaten. Üniversite bittiğinde zerre üzülmedim ve çıkış o çıkış bir daha da uğramadım kapısından. Birinci sınıfın yılbaşısıydı hatırlarım, hepiniz bowling oynamaya gitmiştiniz, ben evde kalıp çizim yetiştirmek zorunda kalmıştım. Döndüğünüzde deli gibi eğlenmiştiniz. O an, başıma nelerin geleceğini, nasıl bir bölüme başladığımı anladığım andır :)))

sen de haklısın duygucum, accayip masrafı var. Stresi de cabası. Babam ikinci sınıfa kadar söylendi durdu, neden bu kadar para harcıyorsun, yatıp uyusana falan diye. Bir akşam kendisine 95 adet 2 mm'lik mukavva kestirdim maket bıçağıyla. Arazi maketi yaptı ve saat 22.00'de başladı 03.00 itibariyle ma aile bitirmiştik. O deneyimden sonra bir daha hiç soru sormadı :)))))

Ali Sağlam dedi ki...

Yok yok! Açıkcası ben tam tersi bir öğrencilik yaşadım. Benim için her zaman dersten önemli şeyler vardı :)

Şöyle bir şey olsa hayır, demem :)
Liseye o günkü halimiz ile üç beş saatliğine geri dönmek...

Rüya gibi...

Shemsa dedi ki...

olabilir bak :)))